
ELEKTRONİK KELEPÇE VE KONUTU TERK ETMEME YASAĞI TEDBİRLERİ
1. ADLİ KONTROL KAPSAMINDA KONUTU TERK ETMEME
a. Hukuki Dayanak
5271 sayılı CMK m.109/3-j bendi uyarınca, “şüpheli veya sanığın konutu terk etmemesi” adli kontrol tedbiri olarak uygulanabilir. Bu tedbirle birlikte, kişi belirli bir konutta ikamete zorlanır, izinsiz çıkışı halinde yaptırım uygulanır.
b. Uygulama Amacı
Konutunu terk etmeme kararı, genellikle:
-
Kaçma şüphesi olan,
-
Delilleri karartma ihtimali bulunan,
-
Toplum açısından tehlike arz eden,
ancak tutuklama kadar ağır bir müdahaleye gerek duyulmayan kişiler hakkında uygulanır.
c. Süre ve Denetim
Tedbirin süresi sınırsız değildir. Hakim veya mahkeme, tedbirin gerekliliğini belirli aralıklarla gözden geçirmek zorundadır. Uygulamada genellikle 3-6 aylık sürelerle yeniden değerlendirme yapılır.
2. ELEKTRONİK KELEPÇE UYGULAMASI
a. Teknik Takip Aracı Olarak Elektronik Kelepçe
Elektronik kelepçe, adli kontrol tedbirinin takibinde teknolojik bir araç olarak kullanılmaktadır. Özellikle konutu terk etmeme, belirli yerlere yaklaşmama ve belirli saatlerde dışarı çıkmama gibi yükümlülüklerin denetlenmesinde etkilidir.
b. Yasal Dayanak
Elektronik kelepçe uygulaması, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Adalet Bakanlığı’nın Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. Uygulama Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
c. Uygulama Alanları
-
Adli kontrol altında olan kişiler,
-
Denetimli serbestlik tedbiriyle tahliye edilen hükümlüler,
-
Aile içi şiddet mağdurlarını koruma amaçlı olarak da (önleyici tedbir olarak) kullanılır.
3. HUKUKİ DEĞERLENDİRME
a. Temel Haklar Açısından
Elektronik kelepçe uygulaması, tutuklama gibi daha ağır tedbirlerin yerine kullanılabildiği için ölçülülük ilkesine uygunluğu tartışmasızdır. Ancak uygulamada bazı sorunlar mevcuttur:
-
Uzun süreli uygulamalarda kişinin psikolojik bütünlüğü zarar görebilir.
-
Kararın gerekçesiz verilmesi hak ihlali oluşturabilir.
-
Teknik aksaklıklar kişi aleyhine yorumlanmamalıdır.
b. AİHM ve Anayasa Mahkemesi Kararları
AİHM, elektronik gözetimin hukuka uygun olması için:
-
Açık bir yasal düzenleme bulunmasını,
-
Gerekçeli karar alınmasını,
-
Sürenin orantılı olmasını
şart koşmaktadır.
Anayasa Mahkemesi de elektronik kelepçeyi, kişinin özel hayatına müdahale olarak kabul etmekte, ancak bu müdahalenin meşru bir amaçla ve sınırlı süreyle yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
4. AVUKATIN ROLÜ VE PRATİK ÖNERİLER
-
Tedbir kararının gerekçesiz verilmesine karşı itiraz edilmelidir.
-
Süresiz şekilde uygulanması durumunda itiraz ve kaldırma talepleri sunulmalıdır.
-
Uygulamada yaşam alanının sınırları net olarak tanımlanmalıdır (örneğin bahçe, apartman ortak alanı vs.).
-
Müvekkilin haksız yere konutu terk ettiği iddiasına karşı savunma hazırlanmalıdır (teknik arızalar, mücbir sebepler vb.).
SONUÇ
Elektronik kelepçe ve konutu terk etmeme tedbiri, ceza yargılamasında tutuklamanın alternatifi olarak önemli bir yere sahiptir. Ancak uygulama sırasında temel haklara saygı, süreklilik denetimi ve teknik doğruluk büyük önem taşır. Avukatlar bu süreçte müvekkillerinin mağdur olmaması için hem teknik hem de hukuki zeminde etkin savunma stratejileri geliştirmelidir.
Makale bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki destek için iletişime geçiniz.