
GÖNÜLLÜ VAZGEÇME KAVRAMI: CEZA HUKUKUNDA TEORİK VE UYGULAMALI YAKLAŞIM
1. Giriş
Ceza hukukunda suçun icrası yoluna giren failin, sonuca ulaşmadan önce bu eyleminden gönüllü olarak vazgeçmesi, modern ceza politikalarının teşvik ettiği bir davranış biçimi olarak değerlendirilmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 36. maddesi bu durumu açık bir şekilde düzenlemekte ve bazı şartların varlığı halinde failin teşebbüsten dolayı cezalandırılmayacağını belirtmektedir.
Bu makalede, gönüllü vazgeçme ile teşebbüs arasındaki fark, yasal şartlar, öğreti görüşleri ve özellikle Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2021/319 sayılı kararı temel alınarak açıklanacak ve uygulamaya yansımaları değerlendirilecektir.
2. Gönüllü Vazgeçme Kavramının Yasal Dayanağı
TCK m.36:
“Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır.”
Bu hükümle, failin suçun tamamlanmasından önce ve kendi iradesiyle geri çekilmesi durumunda, ceza tehdidinden muaf tutulabileceği bir istisna yaratılmıştır. Suç politikası açısından failin pişmanlık duyması ve zarar meydana gelmeden cayması teşvik edilmektedir.
3. Gönüllü Vazgeçme ile Teşebbüs Arasındaki Fark
-
Teşebbüs: Suçun işlenmesine yönelik elverişli ve doğrudan hareketlerle icraya başlanmasına rağmen, failin elinde olmayan nedenlerle suç tamamlanamaz.
-
Gönüllü Vazgeçme: Fail, suçun tamamlanmasına engel bir durum olmadığı halde, kendi isteğiyle hareketi bırakır ya da sonucun gerçekleşmesini kendi çabasıyla önler.
Bu ayrımın en önemli noktası, engel unsurun kaynağıdır. Engel dışsal ise teşebbüs, içsel ve iradi ise gönüllü vazgeçme söz konusudur.
4. Gönüllü Vazgeçmenin Şartları
Ceza Genel Kurulu ve öğretiye göre gönüllü vazgeçme için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
-
Kasten işlenmek istenen bir suç olmalıdır.
-
İcra hareketlerine başlanmış olmalıdır.
-
Suç tamamlanmadan ya da netice gerçekleşmeden vazgeçme gerçekleşmelidir.
-
Vazgeçme gönüllü olmalıdır. Yani fail, bir engelle karşılaşmadan veya korku/kaçma gibi nedenlerle değil, kendi iradesiyle eyleminden vazgeçmelidir.
-
Vazgeçme failin aktif çabasıyla gerçekleşmelidir. Suçun tamamlanmasının önlenmesi veya neticenin engellenmesi failin kendi müdahalesiyle olmalıdır.
5. Ceza Genel Kurulu Kararının Değerlendirilmesi (CGK 2020/93 E., 2021/319 K.)
Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında; failin suç yolunda ilerleme imkânı olmasına rağmen icra hareketlerini terk ettiği ya da sonucun gerçekleşmesini kendi çabasıyla önlediği hâllerde, vazgeçmenin gönüllü olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kararda ayrıca, failin davranışı şu örneklerle açıklanmıştır:
-
Eğer fail, korktuğu için ya da başarısız olacağını anlayarak hareketten vazgeçiyorsa bu durum gönüllü vazgeçme olarak nitelendirilemez.
-
Ancak fail pişmanlık duyarak, hiçbir dışsal engel olmaksızın eyleminden vazgeçmişse ve eylemi durdurmuş ya da sonucu önlemişse, gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır.
6. Öğretide Gönüllü Vazgeçmeye İlişkin Görüşler
-
İzzet Özgenç: Gönüllü vazgeçmenin modern ceza politikası açısından pişmanlığa olanak tanıdığı ve cezalandırmadan daha faydalı olduğu belirtilir.
-
Mahmut Koca – İlhan Üzülmez: Vazgeçme, failin eylemi sürdürebilecek güce sahip olduğu hâlde bunu yapmamasıyla gönüllü olur.
-
Nur Centel – Hamide Zafer – Özlem Çakmut: Gönüllü vazgeçmenin temel ölçütü, failin sonucu gerçekleştirme imkânı varken, özgür iradesiyle bundan vazgeçmesidir.
7. Gönüllü Vazgeçmenin Sonuçları
-
Suçun tamamı önlenmişse teşebbüsten cezalandırılmaz.
-
Ancak vazgeçilen ana kadar tamamlanmış bir suç varsa (örneğin silahla tehdit), bu suçtan dolayı ceza verilir.
-
Vazgeçme etkin pişmanlıkla karıştırılmamalıdır. Etkin pişmanlık, suç tamamlandıktan sonraki bir aşamadır.
8. Sonuç
Gönüllü vazgeçme, suçun tamamlanmasının önlenmesine yönelik bir fırsat kapısıdır. Failin eylemlerinden pişmanlık duyarak geri adım atması, ceza hukuku sisteminde insan onurunu gözeten ve suçun oluşmadan önlenmesini teşvik eden bir anlayışın ürünüdür. Yargı kararları ve öğretideki geniş kabul de, bu anlayışın uygulamada sağlam bir zemine oturduğunu göstermektedir.
Ceza adaletinin sağlanmasında, yalnızca suçun cezalandırılması değil, suçtan caydırma ve suç işlemeye yönelen kişilere dönüş fırsatı sunma ilkesi de önem arz etmektedir. Gönüllü vazgeçme düzenlemesi bu yönüyle, yalnızca hukuki değil, ahlaki ve sosyal bir değer taşımaktadır.
Makale bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki destek için iletişime geçiniz.