
Hayasızca Hareketler Suçu (TCK m.225)
Hayasızca Hareketler Suçu: Toplumsal Ahlakın Korunması ve Sınırları
Giriş:
Hayasızca hareketler suçu, toplumun genel ahlak anlayışını ve bireylerin cinsel dokunulmazlığını korumayı amaçlayan bir suç tipidir. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 225. maddesinde düzenlenen bu suç, kamu düzenini ve bireylerin manevi bütünlüğünü tehdit eden davranışları cezalandırmayı hedeflemektedir. Ancak, bu suçun sınırları ve unsurları, zaman zaman tartışmalara yol açmaktadır. Bu makalede, hayasızca hareketler suçunun hukuki çerçevesi, unsurları, cezası ve güncel tartışmalar ele alınacaktır.
Hayasızca Hareketler Suçunun Hukuki Çerçevesi:
TCK'nın 225. maddesine göre, "alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Bu madde, iki farklı fiili cezalandırmaktadır:
- Alenen cinsel ilişkide bulunmak: Toplumun gözü önünde, genel ahlak kurallarına aykırı bir şekilde cinsel ilişkide bulunmaktır.
- Teşhircilik: Cinsel organlarını veya cinsel arzularını tatmin amacıyla başkalarını rahatsız edecek şekilde sergilemektir.
Hayasızca Hareketler Suçunun Unsurları:
Bu suçun oluşması için belirli unsurların gerçekleşmesi gerekmektedir:
- Fiil: Alenen cinsel ilişkide bulunma veya teşhircilik yapma.
- Aleniyet: Fiilin, toplumun geniş bir kesimi tarafından görülebilir veya duyulabilir bir yerde gerçekleşmesi.
- Cinsel içerik: Fiilin, cinsel arzu veya dürtüleri tatmin etmeye yönelik olması.
- Genel ahlaka aykırılık: Fiilin, toplumun genel ahlak anlayışına ters düşmesi.
Hayasızca Hareketler Suçunun Cezası:
TCK'nın 225. maddesi, bu suçu işleyen kişilere altı aydan bir yıla kadar hapis cezası öngörmektedir. Ancak, suçun niteliği, failin kastı ve mağdurun durumu gibi faktörler, cezanın belirlenmesinde etkili olabilir.
Güncel Tartışmalar ve Yargıtay Kararları:
Hayasızca hareketler suçu, özellikle sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte yeni tartışmaları beraberinde getirmiştir. İnternet üzerinden yapılan teşhircilik veya cinsel içerikli paylaşımlar, bu suçun kapsamına girip girmediği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Yargıtay, bu konuda verdiği kararlarda, fiilin aleni olup olmadığını, genel ahlaka aykırı olup olmadığını ve cinsel içerik taşıyıp taşımadığını dikkate almaktadır. Örneğin, internet üzerinden yapılan cinsel içerikli paylaşımların, geniş bir kitleye ulaşması halinde aleni olduğu ve suçun oluşabileceği yönünde kararlar bulunmaktadır.
Sonuç:
Hayasızca hareketler suçu, toplumun genel ahlak anlayışını ve bireylerin cinsel dokunulmazlığını korumayı amaçlayan önemli bir suç tipidir. Ancak, bu suçun sınırlarının belirlenmesi ve güncel gelişmelere uyarlanması, sürekli bir tartışma konusudur. Yargıtay'ın bu konudaki kararları, hukuki uygulamaya yön vermektedir.