
İİK m.103 DAVETİYESİ NEDİR?
1. Giriş
İcra hukukunda, haciz işlemlerinin icrası sırasında tarafların hazır bulunması ideal olsa da, uygulamada bu mümkün değildir. Haciz işlemleri çoğu zaman alacaklının ve borçlunun yokluğunda, sistem entegrasyonları (UYAP, TAKBİS, POLNET) aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu durumda, tarafların işlemden haberdar edilmesi ve hukuki itiraz haklarını kullanabilmeleri büyük önem arz eder. İşte bu noktada, İcra ve İflas Kanunu’nun 103. maddesi ile düzenlenen “103 Davetiyesi”, borçlunun haciz işleminden haberdar edilerek hukuki dinlenilme hakkını kullanmasını sağlayan önemli bir bildiridir.
2. 103. Maddenin Hukuki Niteliği ve Amacı
İcra ve İflas Kanunu’nun “Davet” başlıklı 103. maddesi şöyle düzenlenmiştir:
“Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur…”
Bu hükümle amaçlanan; özellikle borçlunun haciz işleminden haberdar edilmesi, hacze karşı hukuki beyan ve itiraz hakkını kullanabilmesidir. Bu yönüyle 103 davetiyesi, hukuki dinlenilme hakkının bir yansımasıdır.
3. Hukuki Dinlenilme Hakkı ve 103 Davetiyesi
103 davetiyesi, yalnızca prosedürel bir bildirim aracı değil, borçlunun temel haklarının teminatı olan bir bildirimdir. Bu husus Yargıtay içtihatlarına da açıkça yansımıştır:
Yargıtay
“Yokluğunda alınan haciz kararından ve istihkak iddiasından haberdar edilmeyen, İİK 103. maddesi gereğince davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun, hukuki dinlenilme hakkını kullanabilmesi için taraf teşkilinin sağlanması gerekir...”
4. Haciz ve 103 Davetiyesi Arasındaki Zaman İlişkisi
Uygulamada sıkça görüldüğü üzere, haciz işlemleri çoğu zaman elektronik sistemler aracılığıyla alacaklının ya da borçlunun katılımı olmaksızın yapılmaktadır. Bu durum, haczin hukuki geçerliliğini etkilemez; ancak borçlunun hacizden haberdar edilmemesi, hacze karşı şikâyet süresinin başlatılamaması anlamına gelir.
Yargıtay
“Haczedilmezlik şikayeti yedi günlük süreye tabidir. Bu süre borçlunun hacizden haberdar olduğu tarihte başlar. 103 davetiyesi tebliğ edilmemişse, öğrenme tarihi esas alınır.”
Dolayısıyla 103 davetiyesi, sadece bilgilendirme değil; aynı zamanda hak düşürücü süreleri başlatan resmi bildirimdir.
5. Hak Düşürücü Süreler ve 103 Davetiyesi
103 davetiyesi borçluya tebliğ edildiği anda:
-
3 gün içinde icra dairesine başvurup beyanlarını sunma hakkı doğar.
-
7 gün içinde icra mahkemesine şikâyet yoluna başvurma süresi başlar.
-
Bu süreler hak düşürücüdür ve tebliğ tarihi itibarıyla işler.
-
Ancak davetiye hiç tebliğ edilmemişse, süre fiili öğrenme tarihi itibarıyla işlemeye başlar.
6. 103 Davetiyesi Örneği ve Zorunlu Unsurlar
İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği m.45’e göre 103 davetiyesinde şu bilgiler yer almalıdır:
-
Alacaklı ve borçlunun adı-soyadı
-
Dosya numarası
-
Haczin yapıldığı tarih ve saat
-
“Üç gün içinde haciz tutanağını tetkik etmeniz ve diyeceğiniz varsa bildirmeniz gerekir” ifadesi
Örnek (Yönetmelik Örnek No: 22):
7. Satış Talebi ile 103 Davetiyesinin İlişkisi
Uygulamada bazı icra dairelerinde 103 davetiyesinin satış talebi süresini başlattığı şeklinde yanlış bir kanaat vardır. Ancak bu doğru değildir.
İİK m.106 gereğince, satış isteme süresi haciz tarihinden itibaren 1 yıldır.
103 davetiyesi, bu süreyi başlatmaz veya uzatmaz.
8. Sonuç ve Değerlendirme
103 Davetiyesi, icra hukukunda borçlunun hukuki güvencelerini koruyan, işlemlerden haberdar edilmesini ve buna karşı itiraz hakkını kullanmasını sağlayan kritik bir işlemdir. Borçlu bu bildirim sayesinde haczedilmezlik, istihkak, meskeniyet, yetki gibi şikâyet yollarına başvurabilir.
Ancak tebliğ edilmeyen ya da usulsüz tebliğ edilen 103 davetiyesi nedeniyle süreler başlamayacak; bu durum, haciz işlemlerinin geçerliliğini ve satışa etkisini doğrudan etkileyebilecektir. Bu nedenle icra müdürlüklerinin de bu süreci dikkatle yürütmesi zorunludur.
Makale bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki destek için iletişime geçiniz.