Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram

MEŞRU SAVUNMA KAVRAMI VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

Hukuk alanındaki önemli makale, rapor ve bültenlere bu sayfadan ulaşabilirsiniz. Güncel yasal gelişmeleri ve uzman analizlerini inceleyin.

MEŞRU SAVUNMA KAVRAMI VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

MEŞRU SAVUNMA KAVRAMI VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

10 Görüntüleme 18 Haziran 2025, 16:56

1. Giriş

Ceza hukukunda bireylerin, kendilerine ya da başkalarına yönelmiş haksız saldırılara karşı kendilerini koruma hakkı, meşru savunma (TCK m. 25/1) hükümleriyle güvence altına alınmıştır. Ancak uygulamada meşru savunma hükümlerinin nasıl ve ne şekilde uygulanacağı konusunda hâkim kararlarında ve mahkeme değerlendirmelerinde ciddi farklılıklar ortaya çıkmakta, bazı durumlarda failin korunma amacıyla gerçekleştirdiği eylemler, haksız tahrik ya da doğrudan kasten yaralama olarak değerlendirilmekte ve sanık cezalandırılmaktadır.

Bu makalede, meşru savunmanın yasal çerçevesi ve Yargıtay içtihatlarında nasıl değerlendirildiği, somut karar örnekleriyle ele alınacaktır.


2. TCK m. 25/1 – Meşru Savunmanın Şartları

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

“Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelen, gerçekleşmesi muhakkak, haksız bir saldırıyı defetmek zorunluluğu ile yapılan fiilden dolayı faile ceza verilmez.”

Bu maddeye göre meşru savunmanın uygulanabilmesi için:

  • Bir haksız saldırı bulunmalıdır,

  • Saldırı devam eden veya gerçekleşmesi kesin olan bir saldırı olmalıdır,

  • Failin fiili, saldırıyı defetmek zorunluluğu ile gerçekleştirilmelidir,

  • Saldırı ile savunma arasında orantı bulunmalıdır.


3. Uygulamada Karşılaşılan Temel Sorunlar

Mahkemeler, saldırı ve savunma eylemleri arasındaki orantıyı ve tehdidin gerçekliğini her somut olayda farklı değerlendirmektedir. Bu da meşru savunma mı, haksız tahrik mi, yoksa doğrudan kasten yaralama mı sorularının tartışmalı hale gelmesine neden olmaktadır.

Aşağıdaki Yargıtay kararları, bu farklılıkları net biçimde ortaya koymaktadır.


4. Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme

4.1. Sanığın Haksız Saldırıya Karşı Tepkisi – TCK 25/1 Uygulaması Gerekirken Göz Ardı Edilmesi

(Yargıtay 3. CD, 27.04.2015, 2014/37743 E., 2015/14779 K.)

Mağdurun sanığa kafa atarak ve bıçakla saldırması üzerine sanığın kendisini savunmak amacıyla eylemini gerçekleştirmesi, meşru müdafaa sınırları içinde kabul edilmiştir. Ancak yerel mahkeme bu değerlendirmeyi yapmamış ve TCK 25/1’i uygulamamıştır.

4.2. Sanığın Kapıda Bekleyen Grup Tarafından Saldırıya Uğraması – Beraat Yerine Haksız Tahrik Uygulanması

(Yargıtay 1. CD, 20.02.2017, 2015/5408 E., 2017/478 K.)

Olayda sanık, bir saldırının mağduru olmasına rağmen mahkemece eylemi “haksız tahrik altında kasten yaralama” olarak değerlendirilmiş; Yargıtay ise eylemin meşru savunma olduğunu belirterek kararı bozmuştur.

4.3. Orantılılık ve Saldırının Ciddiyeti Göz Ardı Edilerek Meşru Müdafaanın Reddedilmesi

(Yargıtay 3. CD, 22.12.2011, 2011/31223 E., 2011/25419 K.)

Mağdurun sanığa yumruk atması üzerine sanığın bıçakla karşılık verdiği olayda, mahkeme doğrudan kasten yaralama hükmü kurmuş; Yargıtay, meşru müdafaa değerlendirilmeli idi diyerek bozma kararı vermiştir.

4.4. Silahlı ve Organize Saldırıya Orantılı Karşılık – Sanığın Beraatine Karar Verilmesi Gerekir

(Yargıtay 1. CD, 13.07.2012, 2012/384 E., 2012/5766 K.)

Bıçak, sopa ve tabancayla saldırıya uğrayan sanığın karşılık vermesi meşru müdafaa sayılmış, ancak yerel mahkeme cezalandırma yoluna gitmiş ve karar bozulmuştur.


5. Hukuki ve Pratik Yorum

Bu kararlar, meşru savunmanın yargılamada hâlâ istikrarlı şekilde uygulanmadığını, mahkemelerin çoğu zaman failin içinde bulunduğu durumu yeterince subjektif olarak değerlendirmediğini göstermektedir. Oysa TCK m. 25/1, sadece saldırının hukuki niteliğini değil, failin ruhsal halini ve olayın dinamiğini de dikkate almayı gerektirir.

Özellikle bireysel savunma hakkı, yalnızca orantı değil, saldırının ani gelişmesi, failin başka seçeneği olmaması ve zaman baskısı gibi unsurlarla birlikte değerlendirilmelidir.


6. Sonuç ve Öneriler

TCK m. 25/1 kapsamında meşru savunma hükümlerinin etkin şekilde uygulanabilmesi için:

  • Mahkemeler, saldırının ağırlığını ve ani gelişimini dikkate almalıdır.

  • Sanığın savunma zorunluluğu içinde hareket ettiği durumda, eylemi kastla değil savunma refleksiyle gerçekleştirdiği kabul edilmelidir.

  • Failin başka bir çareye sahip olup olmadığı gerçekçi şekilde araştırılmalıdır.

  • Uygulamada meşru savunmayı dar yorumlayan mahkemeler yerine, koruma hakkını temel alan bir yaklaşım benimsenmelidir.

Yargıtay içtihatları bu yönde gelişme göstermekte olup, meşru müdafaa değerlendirmelerinin soyut yasal kriterlerle değil, somut olay ve insan psikolojisi temelinde yapılması gerekmektedir.

 

Makale bilgilendirme amaçlıdır. Hukuki destek için iletişime geçiniz.